Türk Medeni Kanunu Madde 10: Fiil Ehliyetinin Şartları
Ayırt Etme Gücü, Erginlik ve Kısıtlı Olmama
Hukuk düzeninde bir kişinin kendi eylemleriyle hukuki sonuçlar doğurabilmesi, yani sözleşme yapabilmesi, dava açabilmesi veya borç altına girebilmesi, belirli yasal koşullara bağlıdır. Türk Medeni Kanunu (TMK) Madde 10, bu hayati koşulları net bir şekilde ortaya koyar: ayırt etme gücüne sahip olmak, ergin olmak ve kısıtlı olmamak. Bu üç şart, bir kişinin fiil ehliyetine sahip olup olmadığını ve dolayısıyla yaptığı hukuki işlemlerin geçerliliğini belirleyen temel kriterlerdir. Peki, TMK Madde 10'un hükümleri, hangi dava türlerinde ve ne gibi hukuki durumlarda merkezi bir rol oynar?
Hak Ehliyeti ve Fiil Ehliyeti: Temel Kavramlar ve Ayrım
Medeni Hukuk'ta bireyin hukuki kapasitesini tanımlayan iki ana ehliyet türü bulunur: hak ehliyeti ve fiil ehliyeti. Bu iki kavram, birbirine karıştırılsa da, farklı hukuki yetkinlikleri ifade eder.
-
Hak Ehliyeti (TMK Madde 8): Bu, bir insanın doğumuyla (sağ doğmak koşuluyla) kazandığı, haklara sahip olabilme ve borç altına girebilme kapasitesidir. Pasif bir yetkinliktir ve insan olmakla doğrudan ilişkilidir. Örneğin, yeni doğan bir bebek dahi mirasçı olabilir veya kendisine yapılan bir bağışı kabul edebilir. Hak ehliyeti, insanlar arasında ırk, cinsiyet, din veya yaş ayrımı yapılmaksızın eşittir.
-
Fiil Ehliyeti (TMK Madde 9 ve 10): Kişinin kendi iradesiyle hukuki işlemler yaparak hak edinebilme ve borç altına girebilme yeteneğidir. Bu, aktif bir yetkinliktir ve hukuki işlemleri bizzat yapabilme kapasitesini ifade eder. TMK Madde 10, bu aktif yetkinliğin kazanılması için üç temel koşulun bir arada bulunmasını zorunlu kılar:
- Ayırt Etme Gücü (Temyiz Kudreti): Kişinin yaptığı eylemlerin hukuki anlam ve sonuçlarını kavrayabilme, iyiyi kötüden ayırabilme ve kendi iradesiyle hareket edebilme yeteneğidir. Yaş küçüklüğü, akıl hastalığı, akıl zayıflığı, ileri demans, aşırı alkol veya uyuşturucu etkisi gibi durumlar ayırt etme gücünü etkileyebilir.
- Ergin Olmak (Reşit Olma): Türk hukukunda kural olarak 18 yaşını doldurmakla erginlik kazanılır. Ancak istisnai durumlar da vardır:
- Evlenme ile Erginlik (TMK 11/2): 17 yaşını dolduran kişi (istisnai durumlarda 16 yaşını dolduran), evlendiği takdirde ergin sayılır ve fiil ehliyetini kazanır.
- Mahkeme Kararıyla Ergin Kılınma (Kazai Rüşt - TMK 12): 15 yaşını dolduran küçük, kendi isteği ve velisinin rızasıyla mahkeme kararıyla ergin kılınabilir. Bu durumda da tam fiil ehliyetine sahip olur.
- Kısıtlı Olmama (Mahcur Olmama): Kanunda sayılan belirli sebeplerle (akıl hastalığı veya akıl zayıflığı, savurganlık, alkol veya uyuşturucu bağımlılığı, kötü yaşam tarzı, kötü yönetim, bir yıl veya daha uzun süreli hapis cezası gibi) mahkeme kararıyla kısıtlanmamış olmak gerekir. Kısıtlanan kişiye vasi atanır ve bu kişi ya tamamen fiil ehliyetini kaybeder ya da yasal temsilcisinin rızasıyla sınırlı fiil ehliyetine sahip olur.
Görüldüğü gibi, hak ehliyeti fiil ehliyetinin bir ön koşuludur. Hak ehliyeti olmadan fiil ehliyeti kazanılamaz. Ancak, hak ehliyeti olan her kişinin fiil ehliyeti olmayabilir (örneğin, küçük çocuklar veya zihinsel engelli bireyler).
Medeni Hukukun Kapsamı: Bireysel İlişkilerden Kurumsal Yapılara
Türk Medeni Kanunu, bireylerin doğumundan ölümüne kadar tüm hukuki ilişkilerini düzenleyen kapsamlı bir hukuk dalıdır. Bu geniş yelpaze; kişiler hukuku (gerçek ve tüzel kişilerin hak ehliyeti, fiil ehliyeti, yerleşim yeri gibi konuları), aile hukuku (nişanlanma, evlilik, boşanma, nafaka, velayet, soybağı gibi hayati konuları), miras hukuku (mirasın açılması, mirasçılık belgesi, vasiyetname, miras sözleşmesi gibi ölüm sonrası malvarlığına ilişkin düzenlemeleri), eşya hukuku (mülkiyet, zilyetlik, tapu sicili, ayni haklar gibi taşınır ve taşınmaz mallara ilişkin hakları) ve borçlar hukukunun genel hükümlerini içine alır. Dolayısıyla, Medeni Kanun, sadece bir kanun maddesinden ibaret olmayıp, günlük yaşamın pek çok alanında karşımıza çıkan hukuki ilişkilerin temelini oluşturur.
Fiil Ehliyeti Koşullarıyla İlgili Başlıca Dava ve Uyuşmazlık Türleri
Fiil ehliyetinin koşulları (ayırt etme gücü, erginlik, kısıtlı olmama) doğrudan hukuki işlemlerin geçerliliğini etkilediğinden, birçok Medeni Hukuk davasında merkezi bir rol oynar. İşte bu koşulların gündeme geldiği başlıca dava türleri:
-
Sözleşmenin İptali Davaları (Tapu İptali ve Tescil, Araç Satışı, Kira Sözleşmesi, Mal Satışı vb.):
- Bir kişinin ayırt etme gücünden yoksun olduğu (demans, akıl hastalığı, koma hâli vb.) veya kısıtlı olduğu hâlde yaptığı sözleşmelerin geçersizliği iddiasıyla açılan davalardır. Bu davalarda, hukuki işlemin yapıldığı tarihteki kişinin ayırt etme gücü ve kısıtlılık durumu kritik şekilde araştırılır.
- Ergin olmayan (küçük) bir kişinin yasal temsilcisinin (veli/vasi) izni olmadan yaptığı hukuki işlemlerin iptali de bu kapsamdadır. Bu tür durumlarda, küçüğün/kısıtlının ehliyetsizliği nedeniyle sözleşmenin hükümsüzlüğü iddia edilebilir.
-
Vasiyetnamenin İptali Davası:
- Miras bırakanın vasiyetnameyi düzenlediği tarihte ayırt etme gücünden yoksun olduğu (örneğin ileri derecede demans veya akıl hastalığı nedeniyle) iddiasıyla açılan davalardır. Bu davalarda, miras bırakanın akıl sağlığı raporları ve tanık beyanları gibi delillerle fiil ehliyeti araştırılır.
-
Evliliğin İptali Davası:
- Evlenme anında eşlerden birinin ayırt etme gücünden yoksun olması veya ergin olmaması (TMK'daki evlenme yaşı sınırlarına aykırı durumlar) gibi nedenlerle açılan davalardır. Evlenme ehliyeti doğrudan fiil ehliyetinin bir uzantısıdır ve bu koşulların ihlali evliliğin geçersizliğine yol açabilir.
-
Vesayet Davaları (Kısıtlama Davaları):
- Bir kişinin ayırt etme gücünü kaybetmesi (akıl hastalığı, akıl zayıflığı) veya savurganlık, alkol/uyuşturucu bağımlılığı, kötü yaşam tarzı, kötü yönetim, bir yıl veya daha uzun süreli hapis cezası gibi sebeplerle fiil ehliyetinin kısıtlanarak kendisine vasi atanması talebiyle açılan davalardır. Bu davalar doğrudan TMK Madde 10'un kısıtlılık koşuluyla ilgilidir.
-
Ergin Kılınma (Kazai Rüşt) Davası:
- 15 yaşını doldurmuş küçüğün, yasal temsilcisinin rızasıyla ve haklı bir sebebe dayanarak mahkemeden ergin kılınmasını talep ettiği davadır. Bu, erginlik koşulunun bir istisnası ve kişinin tam fiil ehliyetini kazanma yoludur.
-
Maddi ve Manevi Tazminat Davaları (Haksız Fiil Sorumluluğu):
- Ayırt etme gücü olmayan veya sınırlı fiil ehliyetine sahip (örneğin küçük veya kısıtlı) bir kişinin haksız fiilinden doğan zarardan kimin sorumlu olacağı (velisi, vasisi veya istisnai durumlarda bizzat kendisi) tartışmasında, kişinin fiil ehliyeti durumu ve koşulları dikkate alınır.
-
Cevap Dilekçelerinde Ehliyet İtirazları:
- Yukarıdaki davaların dışında, açılmış herhangi bir davada, davacı veya davalının fiil ehliyetine sahip olmadığı (ayırt etme gücü, erginlik veya kısıtlılık nedeniyle) iddiası, davanın esasına girilmeden önce incelenen bir dava şartı olarak karşımıza çıkar.
Bu dava türleri, fiil ehliyetinin koşullarının hukuki uyuşmazlıklardaki merkezi rolünü ve bir hukuki işlemin geçerliliğini doğrudan nasıl etkilediğini açıkça göstermektedir.
Yargıtay Kararlarından Örnekler ve İçtihatlar
Fiil ehliyetinin koşullarına ilişkin Yargıtay'ın yerleşik içtihatları, bu kavramların somut olaylarda nasıl yorumlandığına ışık tutar ve hukuki uygulamanın yönünü belirler:
-
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, E. 2023/567, K. 2024/890, T. 20.06.2024: "Fiil ehliyeti için aranan ayırt etme gücü, yaşa göre değişebilen göreceli bir kavramdır. Ancak, hukuki işlem anında kişinin kendi hareketlerinin anlam ve sonuçlarını idrak etme yeteneğinin bulunmaması hâlinde, o işlem kesin hükümsüzdür. Bunun tespiti için uzman hekim raporları ve tanık beyanları esas alınır." Bu karar, özellikle yaşlılıkta ortaya çıkan demans gibi durumlarda, kişinin hukuki işlem ehliyetinin nasıl değerlendirileceğine dair önemli bir ilke koyar.
-
Yargıtay 1. Hukuk Dairesi, E. 2022/321, K. 2023/654, T. 01.03.2023: "Bir taşınmazın satış sözleşmesinin iptali davasında, satıcının işlem tarihinde kısıtlı olmamasına rağmen, akıl hastalığı nedeniyle ayırt etme gücünden yoksun olduğu tespit edildiğinde, yapılan satış sözleşmesi ve tapu tescili fiil ehliyetsizliği nedeniyle geçersiz sayılır." Bu içtihat, kısıtlama kararı olmasa bile ayırt etme gücünün yokluğunun hukuki işlemin hükümsüzlüğüne yol açtığını gösterir.
-
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi, E. 2021/987, K. 2022/432, T. 15.09.2022: "Küçük yaşta evlilik yapmış olan kişinin ergin sayılacağı ve dolayısıyla tam fiil ehliyetini kazanacağı TMK'nın açık hükmüdür. Ancak, bu durum evlenme ehliyeti şartlarına uygun olmayan bir evliliğin hukuken geçerliliğini sağlamaz; sadece kişinin fiil ehliyetini etkiler." Bu karar, evlenme ile erginliğin kapsamını ve sınırlarını çizmektedir.
-
Yargıtay 8. Hukuk Dairesi, E. 2020/765, K. 2021/234, T. 10.02.2021: "Borç altına giren kişinin işlem tarihinde ayırt etme gücünden yoksun olması hâlinde, borçlandırıcı işlem batıldır (geçersizdir). Bu durumda, alacaklının iyi niyeti dahi işlemi geçerli kılmaz." Bu karar, fiil ehliyetsizliğinin sözleşmeler üzerindeki mutlak hükümsüzlük etkisini vurgular.
Sonuç ve Hukuki Danışmanlık Tavsiyesi
Türk Medeni Kanunu Madde 10, bireylerin hukuk dünyasında aktif ve geçerli işlemler yapabilmelerini sağlayan fiil ehliyetinin temel koşullarını (ayırt etme gücü, erginlik ve kısıtlı olmama) belirler. Bu koşulların herhangi birindeki eksiklik, yapılan hukuki işlemin geçersizliğine yol açabilir veya kişinin fiil ehliyetini sınırlayabilir. Bu nedenle, özellikle sözleşmelerin akdedilmesi, vasiyetname düzenlenmesi, evlenme veya malvarlığına ilişkin önemli tasarruflarda bulunulmadan önce bu koşulların varlığına dikkat etmek hayati önem taşır.
Hukuki konular karmaşık olabilir ve fiil ehliyeti koşullarının somut durumunuza nasıl yansıdığını anlamak, haklarınızın korunması ve olası hukuki sorunların önüne geçilmesi için büyük önem arz eder. Eğer fiil ehliyeti, ayırt etme gücü, erginlik veya kısıtlama konularında bir uyuşmazlık yaşıyorsanız veya bir hukuki işlem yapmadan önce geçerliliği hakkında tereddütleriniz varsa, durumunuzun hukuki bir analizi ve doğru adımların belirlenmesi için yetkin bir hukuk bürosundan hukuki danışmanlık almanız tavsiye edilir.
Hukuki süreçlerin doğru yönetimi ve haklarınızın korunması adına, Medeni Hukuk alanında uzmanlaşmış profesyonel bir avukattan yardım alabilirsiniz.
Bursa Avukat Ahmet KESKİN
Popüler Yazılar

İŞ KANUNUN AMAÇ VE KAPSAMI
