TCK 160 Kaybolmuş Eşyayı Sahiplenme Suçu ve Cezası: Bulunan Telefon, Cüzdan ve Para | Bursa Ceza Avukatı
(Giriş)
Gündelik hayatın akışı içinde bir eşyamızı kaybetmek veya bir başkasının kaybettiği bir eşyayı bulmak sıkça karşılaşılan durumlardandır. Benzer şekilde, bankacılık işlemlerinde veya alışverişlerde hatalar yaşanabilir. Hukuk düzenimiz, bu gibi durumlarda eşyayı bulan veya hata sonucu eline geçiren kişiye bir "iyi niyet" ve "dürüstlük" yükümlülüğü yükler. Bu yükümlülüğe aykırı hareket ederek, bulunan veya hata sonucu ele geçen malı iade etmek yerine sahiplenmek, Türk Ceza Kanunu'nun 160. maddesinde "Kaybolmuş veya Hata Sonucu Ele Geçmiş Eşya Üzerinde Tasarruf" suçu olarak özel bir başlık altında düzenlenmiştir.
Bu makalede, TCK 160'da düzenlenen ve halk arasında "buluntu malı sahiplenme" olarak bilinen bu suçu, hırsızlıktan ayıran temel farkları, suçun oluşması için gereken unsurları, Yargıtay'ın bu konudaki yaklaşımını, ceza indirimini sağlayan "Etkin Pişmanlık" (TCK 168) kurumunu ve hukuki sonuçlarını detaylıca inceleyeceğiz. Bursa'da, Tarihi Kapalıçarşı'da unutulan bir cüzdandan, Bursaray vagonunda bırakılan bir telefona, bir banka şubesinden yapılan hatalı bir EFT işleminden Bursa'nın 17 ilçesindeki herhangi bir kamusal alanda bulunabilecek bir eşyaya kadar, bu suçun unsurları her an ortaya çıkabilir. Bu nedenle, dürüst bir vatandaşın yükümlülükleri ile bir suçun sınırlarının nerede başladığını bilmek büyük önem taşımaktadır.
BÖLÜM 1: KAYBOLMUŞ EŞYA ÜZERİNDE TASARRUF SUÇU NEDİR? (TCK m. 160)
Madde 160- (1) Kaybedilmiş olması nedeniyle malikinin zilyedliğinden çıkmış olan ya da hata sonucu ele geçirilen eşya üzerinde, iade etmeksizin veya yetkili mercileri durumdan haberdar etmeksizin, malik gibi tasarrufta bulunan kişi, şikayet üzerine, bir yıla kadar hapis veya adlî para cezası ile cezalandırılır.
a) Suçun Tanımı ve Hırsızlıktan Farkı
Bu suç, failin, zilyetliği (fiili hakimiyeti) kendisine tesadüfen veya bir hata sonucu geçen bir malı, iade etmeyerek ve yetkili makamlara bildirmeyerek sahiplenmesiyle oluşur.
Suçu hırsızlıktan (TCK 141) ayıran en temel fark, malın faile geçiş şeklidir:
- Hırsızlık: Fail, malı, zilyedin hâkimiyet alanından aktif bir eylemle, rızası dışında alır.
- TCK 160: Mal, sahibinin hâkimiyetinden failin bir eylemi olmaksızın zaten çıkmıştır. Fail, bu durumdan faydalanarak malı sahiplenir. Yani suç, malı bulma veya hata ile alma anında değil, onu iade etmeme ve sahiplenme kararı anında başlar.
b) Suçun İki Temel Oluşum Şekli
- Kaybedilmiş Eşya (Bulunan Mal) Üzerinde Tasarruf: Bir kimsenin yolda, toplu taşımada, bir restoranda veya herhangi bir yerde düşürdüğü, unuttuğu bir malı (cüzdan, telefon, para, takı vb.) bulan kişinin, bu malı sahibine veya polise/zabıta gibi yetkili mercilere teslim etmek yerine, kendisine mal etmesidir.
- Hata Sonucu Ele Geçirilen Eşya Üzerinde Tasarruf: Bir yanlışlık sonucu kişinin eline geçen bir malı veya parayı iade etmeyerek sahiplenmesidir.
- En Yaygın Örnek: Bir kişinin banka hesabına, tanımadığı birinden yanlışlıkla gelen parayı (hatalı EFT/havale) harcaması veya iade etmeyi reddetmesi.
- Diğer Örnekler: Bir kargo şirketinin yanlış adrese teslim ettiği paketi kabul edip açmak; bir kasiyerin yanlışlıkla fazla para üstü vermesi ve kişinin bunu fark etmesine rağmen alıp gitmesi.
c) Hareket Unsuru: "Malik Gibi Tasarrufta Bulunma"
Suçun oluşması için, failin sadece malı elinde tutması yeterli değildir; o mal üzerinde mülkiyet sahibine özgü bir eylemde bulunması gerekir.
- Örnek: Bulunan bir telefonu satmaya çalışmak, kendi SIM kartını takıp kullanmaya başlamak. Bulunan bir kredi kartıyla harcama yapmak. Hesaba yanlışlıkla gelen parayı başka bir hesaba aktarmak veya harcamak.
BÖLÜM 2: YARGITAY KARARLARI VE UYGULAMADAKİ ÖNEMLİ NOKTALAR
- Kast Unsuru: Failin, elindeki malın kaybolmuş veya hata sonucu ele geçmiş olduğunu bilmesi ve buna rağmen onu sahiplenme kastıyla hareket etmesi gerekir. Örneğin, hesabına gelen yüklü bir paranın kendisine ait olmadığını bilebilecek durumda olan bir kişinin bu parayı harcaması, kastın varlığını gösterir. Ancak çok küçük bir miktar paranın, yoğun hesap hareketleri içinde fark edilmemesi durumunda kast unsuru oluşmayabilir.
- İade Yükümlülüğü ve Medeni Kanun: Medeni Kanun'un "Bulunmuş Eşya" (TMK m. 769 vd.) hükümleri, bir malı bulan kişinin onu sahibine, sahibini bilmiyorsa kolluk kuvvetlerine veya köyde ise muhtara teslim etme yükümlülüğü olduğunu belirtir. Bu hukuki yükümlülüğe aykırı davranmak, ceza hukuku anlamında TCK 160 suçunun temelini oluşturur.
- Değeri Düşük Eşya: Bulunan eşyanın ekonomik değerinin çok düşük (çikolata, kalem vb.) olması halinde, genellikle eylemin hukuki anlamda bir "tasarruf" niteliği taşımadığı veya failin kastının önemsiz olduğu kabul edilerek ceza verilmeyebilir.
BÖLÜM 3: ETKİN PİŞMANLIK (TCK m. 168) İMKÂNI
Kaybolmuş eşya üzerinde tasarruf suçu, TCK 168'de düzenlenen etkin pişmanlık hükümlerinin uygulandığı suçlardandır. Failin, mağdurun zararını gidermesi halinde cezasında ciddi indirimler yapılır.
- Dava Açılmadan Önce Zararın Giderilmesi: Fail, soruşturma aşamasında, sahiplendiği malı iade eder veya bedelini tamamen öderse, verilecek cezanın üçte ikisine kadarı (2/3) indirilir.
- Dava Açıldıktan Sonra Zararın Giderilmesi: Fail, dava açıldıktan sonra fakat hüküm verilmeden önce zararı giderirse, verilecek cezanın yarısına kadarı (1/2) indirilir.
Örneğin, hesabına yanlışlıkla gelen parayı harcayan bir kişinin, daha sonra pişman olup parayı iade etmesi, alacağı cezada çok büyük bir indirim sağlayacaktır.
BÖLÜM 4: SORUŞTURMA USULÜ VE İNFAZ HUKUKU
- Şikâyet ve Uzlaştırma: TCK 160'da düzenlenen bu suç;
- Mutlaka mağdurun şikâyetine bağlıdır. Mağdur (malın sahibi), fiili ve faili öğrendiği tarihten itibaren 6 ay içinde şikâyette bulunmalıdır.
- Aynı zamanda uzlaştırma kapsamındadır. Soruşturma aşamasında dosya, tarafların anlaşması için uzlaştırma bürosuna gönderilir.
- İnfaz Hukuku:
- Suçun ceza aralığı (1 yıla kadar hapis veya adli para cezası), şikâyete ve uzlaştırmaya tabi olması nedeniyle, bu suçtan dolayı bir kimsenin hapis yatması son derece nadirdir.
- Uyuşmazlıkların büyük bir kısmı uzlaştırma ile sonuçlanır. Dava açılsa bile, mahkemenin vereceği sonuçlar genellikle Adli Para Cezası veya Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması (HAGB) şeklinde olur.
Sonuç ve Genel Değerlendirme
TCK 160, temelinde toplumsal dürüstlüğü ve başkasının hakkına saygı gösterme ilkesini koruyan bir ceza normudur. Kanun, bir anlık dalgınlık veya şans eseri başkasının malını eline geçiren kişiye, doğru olanı yapması için bir yükümlülük yükler: malı sahibine veya devlete teslim etmek. Bu yükümlülüğün ihlal edilerek malın sahiplenilmesi, kişiyi bir ceza davasının tarafı haline getirebilir.
Bursa'da yolda bir cüzdan, Merinos Parkı'nda bir telefon veya bir AVM'de bir eşya bulduğunuzda yapmanız gereken en doğru şey, onu en yakın polis karakoluna veya AVM yönetimi gibi yetkililere teslim etmektir. Hesabınıza kaynağını bilmediğiniz bir para yatmışsa, derhal bankanızla iletişime geçmelisiniz. Bu basit dürüstlük kuralına uymak, sizi potansiyel bir suç isnadından ve hukuki süreçlerden koruyacaktır. Bu suçun mağduruysanız veya bu suçla itham ediliyorsanız, bir avukattan hukuki destek alarak uzlaştırma ve etkin pişmanlık gibi lehinize olan kurumları en doğru şekilde kullanabilirsiniz.
Popüler Yazılar

İŞ KANUNUN AMAÇ VE KAPSAMI
