K E S K İ N H U K U K

Keskin Hukuk Bürosu

Ceza Hukuku

İnşaat ve Yıkımla İlgili Emniyet Kurallarına Uymama Suçu (TCK m. 176) | Detaylı İnceleme, Cezaları ve Yargıtay Yaklaşımı

30 July 2025
Av. Ahmet Keskin

TCK 176 İnşaat Güvenliği Yükümlülüğünün İhlali Suçu ve Cezası: Müteahhit ve Şantiye Şefi Sorumluluğu | Bursa Ceza Avukatı

(Giriş)

İnşaat ve yıkım faaliyetleri, doğaları gereği hem çalışanlar hem de çevredeki vatandaşlar için ciddi riskler barındıran, yüksek tehlike arz eden iş kollarıdır. Bu riskleri en aza indirmek ve olası kazaları önlemek amacıyla, kanun koyucu inşaat sektöründeki yetkili kişilere çok sıkı güvenlik önlemleri alma yükümlülüğü getirmiştir. Bu yükümlülüğün ihlali, henüz bir kaza veya yaralanma meydana gelmemiş olsa dahi, başlı başına bir suç olarak kabul edilmiştir. Türk Ceza Kanunu'nun 176. maddesinde düzenlenen "İnşaat veya Yıkımla İlgili Emniyet Kurallarına Uymama" suçu, bu proaktif koruma anlayışının bir ürünüdür.

Bu makalede, TCK 176'da düzenlenen bu özel "ihmali" ve "tehlike" suçunu, bu suçun faili olabilecek müteahhit, şantiye şefi gibi kişilerin sorumluluklarını, hangi tedbirlerin alınmamasının bu suçu oluşturduğunu, Yargıtay'ın yaklaşımını ve hukuki sonuçlarını detaylıca inceleyeceğiz. Bursa gibi kentsel dönüşümün ve inşaat faaliyetlerinin aralıksız devam ettiği bir metropolde, bu suçun unsurları her gün binlerce şantiyede potansiyel olarak ortaya çıkmaktadır. Nilüfer, Osmangazi ve Yıldırım'daki konut projelerinden, Gemlik, İnegöl ve Karacabey'deki sanayi tesisi inşaatlarına kadar Bursa'nın 17 ilçesindeki tüm inşaat ve yıkım faaliyetleri, bu hukuki düzenlemenin doğrudan muhatabıdır.

 

BÖLÜM 1: İNŞAAT GÜVENLİĞİ SUÇU NEDİR? (TCK m. 176)

Madde 176- (1) İnşaat veya yıkım faaliyeti sırasında, insan hayatı veya beden bütünlüğü açısından gerekli olan tedbirleri almayan kişi, üç aydan bir yıla kadar hapis veya adlî para cezası ile cezalandırılır.

a) Suçun Tanımı ve Amacı (Soyut Tehlike Suçu)

Bu suç, bir inşaat veya yıkım faaliyeti yürütülürken, 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu ve ilgili yönetmelikler uyarınca alınması zorunlu olan güvenlik önlemlerinin alınmamasıyla oluşur. Bu suçun en önemli özelliği, bir "soyut tehlike suçu" olmasıdır. Yani, suçun oluşması için bir işçinin veya yoldan geçen bir vatandaşın fiilen yaralanması veya ölmesi şart değildir. Sadece gerekli bir güvenlik önleminin alınmayarak, insanlar için bir tehlike potansiyelinin yaratılmış olması suçun tamamlanması için yeterlidir. Kanunun amacı, kaza olduktan sonra sorumluları cezalandırmaktan ziyade, kazayı en başından önlemektir.

b) Suçun Faili: Kimler Sorumlu Tutulabilir?

Bu suçun faili, inşaat veya yıkım faaliyetinde güvenlik önlemlerini almakla yasal olarak yükümlü olan kişilerdir. Bu sorumluluk zinciri içinde genellikle şu kişiler yer alır:

  • Müteahhit (Yüklenici): İşin sahibi ve ana sorumlu olarak, tüm güvenlik tedbirlerinin alınmasını sağlamakla yükümlüdür.
  • Şantiye Şefi: Sahadaki günlük faaliyetlerden ve güvenlik önlemlerinin uygulanmasından doğrudan sorumludur.
  • İş Güvenliği Uzmanı: Her ne kadar görevi danışmanlık olsa da, tespit ettiği hayati tehlikeleri yetkililere bildirmemesi durumunda sorumluluğu doğabilir.
  • Mal Sahibi (İşveren): Eğer inşaatı bizzat kendisi yürütüyorsa veya gerekli yetkinlikte profesyonelleri (müteahhit, şantiye şefi vb.) görevlendirmemişse, mal sahibi de sorumlu tutulabilir.

c) Eylem Unsuru: "Gerekli Tedbirleri Almama" (İhmali Hareket)

Bu suç, yapılması gereken bir eylemin yapılmamasıyla, yani bir ihmal (omission) ile işlenir. "Gerekli tedbirler", 6331 sayılı Kanun ve ilgili yönetmeliklerde detaylı olarak sayılmıştır. Suçu oluşturan en yaygın ihmal örnekleri şunlardır:

  • İnşaat alanının etrafını uygun bir perde veya çitle çevirerek yaya ve araç trafiğinden ayırmamak.
  • Yüksek katlı inşaatlarda, malzeme düşmesini önleyecek güvenlik ağları (inşaat filesi) kurmamak.
  • Çalışanlara kask, emniyet kemeri, güvenlik ayakkabısı gibi kişisel koruyucu donanımları (KKD) vermemek veya kullandırtmamak.
  • İskelelerin standartlara uygun bir şekilde kurulmasını ve denetlenmesini sağlamamak.
  • Yıkım sırasında çevredeki binalar ve insanlar için gerekli güvenlik önlemlerini almamak.

 

BÖLÜM 2: YARGITAY KARARLARI VE UYGULAMADAKİ ÖNEMLİ NOKTALAR

  • Taksirle Yaralama veya Öldürme Suçlarından Farkı: Bu en önemli ayrımdır.
    • TCK 176: Güvenlik önlemi alınmaz ve bir tehlike yaratılırsa bu suç oluşur. Henüz bir kaza olmamıştır.
    • TCK 89 (Taksirle Yaralama) / TCK 85 (Taksirle Öldürme): Alınmayan güvenlik önlemi nedeniyle bir kaza olur ve birisi yaralanır veya ölürse, failler artık TCK 176'dan değil, çok daha ağır cezalar öngören taksirle yaralama veya öldürme suçundan yargılanırlar. Yani, TCK 176, "kaza olmadan önceki" ihmali cezalandırır.
  • İş Sağlığı ve Güvenliği Mevzuatına Atıf: Mahkemeler, bir inşaatta hangi tedbirlerin "gerekli" olduğunu belirlemek için keyfi bir değerlendirme yapmazlar. Doğrudan 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu ve Yapı İşlerinde İş Sağlığı ve Güvenliği Yönetmeliği gibi ilgili mevzuata bakarlar. Genellikle davalarda, iş güvenliği uzmanı veya inşaat mühendisi bir bilirkişi görevlendirilerek, şantiyedeki eksiklikler teknik bir raporla tespit ettirilir.
  • Kast Unsuru: Bu suçun oluşması için failin, alması gereken bir önlem olduğunu bilmesine rağmen bunu kasten almaması (genel kast) yeterlidir.

 

BÖLÜM 3: SORUŞTURMA USULÜ VE İNFAZ HUKUKU

  • Şikâyet ve Uzlaştırma: İnşaat güvenliği, sadece orada çalışanları değil, tüm kamuyu ilgilendiren bir konu olduğu için;
    • TCK 176'da düzenlenen suç şikâyete tabi değildir. Savcılık, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı müfettişlerinin bir raporu, bir vatandaşın ihbarı veya polisin tespiti üzerine re'sen (kendiliğinden) soruşturma başlatır.
    • Bu suç uzlaştırma kapsamında değildir.
  • İnfaz Hukuku:
    • Suçun cezası üç aydan bir yıla kadar hapis veya adli para cezasıdır.
    • Cezanın hafifliği ve adli para cezası seçeneği bulunması nedeniyle, bu suçtan dolayı bir kişinin fiilen hapis yatması son derece nadirdir. Bu suçun temel amacı caydırıcılıktır.
    • Mahkemenin vereceği sonuçlar genellikle Adli Para Cezası veya Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması (HAGB) şeklinde olur.
    • Ancak, bu suçtan alınacak bir mahkûmiyet, sorumlu müteahhit veya şirket için ticari itibar kaybı, yeni ihalelere girememe gibi ciddi idari ve ticari sonuçlar doğurabilir.

Sonuç ve Genel Değerlendirme

TCK 176, inşaat sektöründeki "bir şey olmaz" anlayışına karşı ceza hukukunun "olursa sonucu ağır olur" uyarısıdır. Bu madde, bir kaza yaşanmasını beklemeden, tehlikenin kaynağında önlenmesini hedefler ve bu konuda en büyük sorumluluğu işin sahibi olan müteahhitlere ve onların teknik temsilcileri olan şantiye şeflerine yükler. Güvenlik önlemleri, bir maliyet unsuru değil, hem insani hem de yasal bir zorunluluktur.

Bursa'da bir müteahhit, şantiye şefi veya bir inşaat projesinin sahibiyseniz, 6331 sayılı Kanun ve ilgili yönetmeliklerdeki tüm güvenlik yükümlülüklerini eksiksiz yerine getirmek, sizi bu cezai sorumluluktan koruyacak tek yoldur. Güvenlikten yoksun bir şantiye görerek tehlike altında olduğunuzu düşünen bir vatandaşsanız, durumu ilgili belediyeye, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı'na (CİMER üzerinden) veya doğrudan savcılığa bildirme hakkınız vardır. Bu suçla ilgili bir soruşturmayla karşı karşıya kalmanız durumunda ise, iş güvenliği mevzuatına ve ceza hukukuna hâkim bir avukattan hukuki destek almanız büyük önem taşır.