TCK 153 İbadethanelere ve Mezarlıklara Zarar Verme Suçu ve Cezası: Nefret Suçu ve Hukuki Sorumluluk | Bursa Ceza Avukatı
(Giriş)
Toplumların kültürel, manevi ve tarihi mirasının en önemli parçalarından olan ibadethaneler ve mezarlıklar, sadece fiziki yapılar olmanın ötesinde, bir inancın, bir topluluğun ve ortak bir geçmişin sembolleridir. Bu mekânların saygınlığının korunması, toplumsal barışın ve bir arada yaşama kültürünün temel bir gereğidir. Türk Ceza Kanunu, bu hassas alanlara yönelik saldırıları, genel mala zarar verme suçundan ayırarak, 153. maddesinde "İbadethanelere ve Mezarlıklara Zarar Verme" başlığı altında özel ve daha ağır yaptırımlara bağlamıştır. Bu düzenleme, bu mekânların sadece mülkiyet değerini değil, aynı zamanda taşıdıkları manevi ve toplumsal değeri de korumayı hedefler.
Bu makalede, TCK 153'te düzenlenen bu özel suçu, fiziki zarar verme ve kirletme eylemleri arasındaki farkı, suçu bir "nefret suçuna" dönüştüren "tahkir (aşağılama) maksadı" unsurunu, Yargıtay'ın bu konudaki yaklaşımını ve suçun hukuki sonuçlarını detaylıca inceleyeceğiz. Osmanlı İmparatorluğu'nun ilk başkenti olan ve ev sahipliği yaptığı Ulu Camii, Yeşil Türbe, Emirsultan Külliyesi gibi sayısız tarihi ve manevi mekânla bir açık hava müzesi niteliğindeki Bursa'da, bu mirasın korunması özel bir önem taşır. Osmangazi'den Nilüfer'e, Yıldırım'dan İnegöl'e, tarihi İznik'ten diğer 17 ilçenin tamamına yayılan bu zengin kültürel dokuya yönelik her türlü saldırı, TCK 153 kapsamında ciddi bir suç teşkil etmektedir.
BÖLÜM 1: İBADETHANELERE VE MEZARLIKLARA ZARAR VERME SUÇU NEDİR? (TCK m. 153)
Bu suç, temel olarak iki farklı eylem tipi ve bu eylemleri ağırlaştıran özel bir maksat üzerinden oluşur.
a) Suçun Tanımı ve Korunan Hukuki Değer
Bu suç, ibadethanelere, mezarlıklara ve bunlarla bağlantılı yapı ve eşyalara fiziken zarar verilmesi veya bu yerlerin kirletilmesiyle oluşur. Suçla korunan hukuki değer, yalnızca mülkiyet hakkı değil, aynı zamanda toplumun dini inançlarına, manevi değerlerine ve ölülerinin hatırasına olan saygısıdır. Bu yönüyle suç, hem malvarlığına hem de kamu barışına karşı işlenmiş sayılır.
b) Suçun Konusu: Hangi Yerler Koruma Altındadır?
Kanun, korunan yerleri geniş bir şekilde saymıştır:
- İbadethaneler ve Eklentileri: Cami, kilise, sinagog, cemevi gibi ibadetin yapıldığı her türlü yer ve bu yerlerin avlusu, şadırvanı, müştemilatı gibi ayrılmaz parçaları.
- İbadethanedeki Eşya: Halı, avize, mihrap, sunak gibi ibadethanenin içindeki taşınır mallar.
- Mezarlar ve Üzerindeki Yapılar: Kabirler ve mezar taşları, türbeler, lahitler.
- Mezarlıklardaki Tesisler: Mezarlık içindeki yollar, çeşmeler, gasilhaneler.
- Mezarlıkların Korunmasına Yönelik Yapılar: Mezarlığın etrafındaki duvar, çit, kapı gibi yapılar.
c) Suçun İki Temel Hareket Şekli
- Yıkmak, Bozmak veya Kırmak (TCK 153/1): Bu, fiziki ve genellikle ağır nitelikteki zararları ifade eder. Bir mezar taşını kırmak, bir ibadethanenin camını veya kapısını kırmak, bir türbenin kubbesini yıkmak gibi eylemler bu kapsama girer.
- Ceza: Bir yıldan dört yıla kadar hapis.
- Kirletmek (TCK 153/2): Bu, daha çok estetik ve manevi saygınlığı hedef alan, daha hafif nitelikteki zararları ifade eder.
- Örnek: Bir caminin veya kilisenin duvarına sprey boya ile yazı yazmak (graffiti), bir mezarın üzerine çöp veya hakaret içerikli materyaller atmak.
- Ceza: Üç aydan bir yıla kadar hapis veya adli para cezası.
BÖLÜM 2: SUÇUN NİTELİKLİ HALİ: AŞAĞILAMA MAKSADIYLA (TAHKİR) İŞLENMESİ (TCK m. 153/3)
"(3) Birinci ve ikinci fıkralardaki fiillerin, ilgili dini inanışı benimseyen toplum kesimini tahkir maksadıyla işlenmesi halinde, verilecek ceza üçte biri oranında artırılır."
- Fiil: Bu, suçu basit bir vandalizm eyleminden çıkarıp bir nefret suçuna dönüştüren en önemli unsurdur. Failin amacı, sadece mala zarar vermek değil, o eylem aracılığıyla belirli bir dine veya inanca mensup insanları topluca aşağılamak, küçük düşürmek ve onurlarını rencide etmektir (tahkir).
- İspat: Failin bu özel kastı, eylemin işleniş biçiminden anlaşılabilir. Örneğin, bir cami duvarına İslamofobik bir sembol çizmek veya bir mezarlığa o inanca yönelik hakaret içeren yazılar yazmak, tahkir maksadının en açık delilleridir.
- Ceza: Bu özel maksadın varlığı halinde, TCK 153/1 veya 153/2'ye göre belirlenecek temel ceza üçte biri (1/3) oranında artırılır.
BÖLÜM 3: SORUŞTURMA USULÜ, ETKİN PİŞMANLIK VE İNFAZ HUKUKU
- Şikâyet ve Uzlaştırma: TCK 153'te düzenlenen suçlar, kamu barışını ve toplumsal değerleri hedef aldığı için;
- Şikâyete tabi değildir. Savcılık, suçu öğrendiği anda re'sen (kendiliğinden) soruşturma başlatır.
- Uzlaştırma kapsamında değildir.
- Etkin Pişmanlık (TCK m. 168): TCK 153, "Malvarlığına Karşı Suçlar" bölümünde yer aldığından, bu suç için TCK 168'deki etkin pişmanlık hükümleri uygulanır. Fail, suçu işledikten sonra, verdiği zararı tamamen tazmin eder veya eski hale getirirse, cezasında ciddi bir indirim yapılır:
- Dava Açılmadan Önce (Soruşturma Aşaması): Cezanın üçte ikisine kadarı (2/3) indirilir.
- Dava Açıldıktan Sonra (Kovuşturma Aşaması): Cezanın yarısına kadarı (1/2) indirilir. Bu hüküm, özellikle tahkir maksadı olmadan işlenen suçlarda, zararın giderilmesi halinde faile önemli bir lehe uygulama imkânı tanır.
- İnfaz Hukuku:
- TCK 153/2 (Kirletme): Ceza aralığı (3 ay-1 yıl) nedeniyle, sanığın sicili temiz ise Hükmün Açıklanmasının Geri Bıralıkması (HAGB) veya Cezanın Ertelenmesi kararları verilebilir.
- TCK 153/1 (Ağır Zarar): Ceza aralığı (1-4 yıl) daha yüksektir. Mahkemenin 2 yılın altında bir ceza vermesi halinde HAGB/erteleme mümkün olsa da, hapis cezası riski ciddidir. Özellikle tahkir maksadıyla (TCK 153/3) işlenmesi halinde hapis cezası ihtimali artar.
Sonuç ve Genel Değerlendirme
TCK 153, toplumun ortak manevi değerlerini ve inanç özgürlüğünü korumaya yönelik son derece önemli bir ceza normudur. Bu madde, ibadethanelerin ve mezarlıkların sadece birer taş ve topraktan ibaret olmadığını, bir toplumun hafızasını, inancını ve kültürünü temsil ettiğini kabul eder. Eylemin, bir de belirli bir inanç grubunu aşağılama maksadıyla işlenmesi, fiili basit bir mala zarar verme suçundan çıkarıp, toplumsal barışı hedef alan bir nefret suçuna dönüştürür.
Tarihi ve manevi dokusuyla öne çıkan Bursa'da, bu tür mekânlara yönelik her türlü saldırı, sadece kanunlar önünde değil, toplum vicdanında da derin yaralar açar. Böyle bir suçun faili olmak, ağır hapis cezalarının yanı sıra ciddi bir toplumsal tepkiyle de karşılaşmak anlamına gelir. Diğer yandan, zararın giderilmesi halinde etkin pişmanlık gibi önemli bir indirim mekanizmasının varlığı da göz ardı edilmemelidir. Bu suçun mağduru veya faili olmanız durumunda, suçun unsurlarının, özellikle de "tahkir maksadı"nın varlığının tespiti ve etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanabilirliği gibi teknik konularda, bir ceza avukatından hukuki destek almak, adil bir yargılama ve hakların korunması için en doğru adımdır.
Popüler Yazılar

İŞ KANUNUN AMAÇ VE KAPSAMI
