TCK 195 Bulaşıcı Hastalıklara İlişkin Tedbirlere Aykırı Davranma Suçu ve Cezası: Karantina İhlali | Bursa Ceza Avukatı
(Giriş)
Toplum sağlığını korumak, devletin en temel ve asli görevlerinden biridir. Özellikle salgın hastalık dönemlerinde, hastalığın yayılmasını önlemek ve kamu sağlığını güvence altına almak amacıyla yetkili makamlar tarafından bazı zorunlu tedbirler alınabilir. Bu tedbirlerin en önemlilerinden biri olan "karantina", bireysel özgürlükleri geçici olarak kısıtlasa da, toplumun genel menfaati için hayati bir uygulamadır. Türk Ceza Kanunu, bu kritik halk sağlığı önlemine uyulmasını temin etmek amacıyla, 195. maddesinde "Bulaşıcı Hastalıklara İlişkin Tedbirlere Aykırı Davranma" suçunu özel olarak düzenlemiştir. Yakın zamanda tüm dünyanın tecrübe ettiği COVID-19 pandemisi, bu kanun maddesinin ne kadar önemli ve güncel olduğunu hepimize bir kez daha göstermiştir.
Bu makalede, TCK 195'te düzenlenen ve halk arasında "karantina ihlali" olarak bilinen bu suçu, suçun oluşması için gereken şartları, bu kararları almaya yetkili makamları, Yargıtay'ın yaklaşımını ve hukuki sonuçlarını detaylıca inceleyeceğiz. Pandemi sürecinde Bursa Valiliği ve Bursa İl Hıfzıssıhha Kurulu tarafından alınan kararlar, Bursa'nın 17 ilçesindeki tüm vatandaşlar için bağlayıcı nitelikteydi. Osmangazi, Nilüfer, Yıldırım gibi merkezi ve yoğun nüfuslu ilçelerden, daha kırsal nitelikteki ilçelere kadar her yerde uygulanan karantina tedbirlerinin hukuki dayanağını ve bu tedbirleri ihlal etmenin cezai sorumluluğunu bilmek, bir vatandaşlık görevidir.
BÖLÜM 1: KARANTİNA İHLALİ SUÇU NEDİR? (TCK m. 195)
Madde 195- (1) Bulaşıcı hastalıklardan birine yakalanmış veya bu hastalıklardan ölmüş kimsenin bulunduğu yerin karantina altına alınmasına dair yetkili makamlarca alınan tedbirlere uymayan kişi, iki aydan bir yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
a) Suçun Tanımı ve Korunan Hukuki Değer
Bu suç, bulaşıcı bir hastalık nedeniyle bir kişinin veya bir yerin karantinaya alınmasına yönelik olarak yetkili makamlarca alınan kararlara kasıtlı olarak uymamaktır. Bu suçla korunan hukuki değer, toplumun ve bireylerin sağlığı, yani genel anlamda "kamu sağlığıdır." Bu suç, bir "soyut tehlike suçu"dur. Yani, suçun oluşması için karantinayı ihlal eden kişinin bir başkasına hastalık bulaştırması şart değildir. Sadece karantina kuralına uymayarak, hastalığın yayılmasına yönelik bir tehlike potansiyeli yaratmış olması suçun tamamlanması için yeterlidir.
b) Suçun Oluşması İçin Gerekli Şartlar
- Bulaşıcı Bir Hastalık Olmalı: Tedbirin, COVID-19, tüberküloz (verem), kolera, veba gibi 1593 sayılı Umumi Hıfzıssıhha Kanunu'nda ve Sağlık Bakanlığı'nca belirlenen, insandan insana bulaşma özelliği gösteren bir hastalıkla ilgili olması gerekir.
- Yetkili Makam Kararı Olmalı: Karantina kararının, kanunun yetki verdiği makamlarca (Valilik, Kaymakamlık, İl veya İlçe Umumi Hıfzıssıhha Kurulları) alınmış ve usulüne uygun olarak ilan edilmiş olması gerekir.
- Karantina Altına Alınan Bir Yer Olmalı: Kararın, bulaşıcı hastalığa yakalanmış veya bu hastalıktan ölmüş bir kişinin bulunduğu belirli bir yeri (ev, apartman, köy, hastane odası vb.) kapsıyor olması gerekir.
- Tedbire Uymama (İhlal): Failin, karantinaya alınan yerden çıkmaması veya oraya girilmemesi gibi kendisine yüklenen yükümlülüklere bilerek ve isteyerek aykırı davranması gerekir.
BÖLÜM 2: YARGITAY KARARLARI VE UYGULAMADAKİ ÖNEMLİ NOKTALAR
- Kast Unsuru: Suçun oluşması için failin, bir karantina kararı olduğunu bilmesi ve bu karara uymama iradesiyle hareket etmesi gerekir. Kendisine veya bulunduğu yere ilişkin bir karantina kararı usulüne uygun olarak tebliğ edilmemiş veya bundan haberdar olmayan bir kişinin bu suçu işlemesi mümkün değildir.
- Umumi Hıfzıssıhha Kanunu ile İlişki: 1593 sayılı Umumi Hıfzıssıhha Kanunu, karantina gibi tedbirlere uymayanlar için idari para cezası öngörmektedir. TCK 195 ise aynı eylem için hapis cezası öngören bir suç tanımıdır. Uygulamada, özellikle COVID-19 pandemisi sırasında, genellikle ilk ihlallerde idari para cezası uygulanmış, ancak ısrarlı veya vahamet arz eden ihlallerde TCK 195'ten ceza davası açılmıştır. Bir eylemin hem kabahat hem de suç teşkil etmesi durumunda, "suçların içtimaı" kuralları gereği genellikle sadece daha ağır olan yaptırım (suç) uygulanır.
- Zarar Neticesinin Aranmaması: Yargıtay, bu suçun bir tehlike suçu olduğunu, bu nedenle karantinayı ihlal eden kişinin bir başkasına hastalık bulaştırıp bulaştırmadığının araştırılmasına gerek olmadığını, ihlalin kendisinin suçu oluşturduğunu kabul etmektedir.
BÖLÜM 3: SORUŞTURMA USULÜ VE İNFAZ HUKUKU
- Şikâyet ve Uzlaştırma: TCK 195'te düzenlenen suç, doğrudan kamu sağlığını ilgilendirdiği için;
- Şikâyete tabi değildir. Savcılık, kolluk kuvvetlerinin (polis, jandarma) tutanağı, sağlık kurumlarının bildirimi veya bir vatandaşın ihbarı üzerine re'sen (kendiliğinden) soruşturma başlatır.
- Ancak bu suç, ceza aralığı nedeniyle uzlaştırma kapsamındadır. Soruşturma aşamasında dosya, fail ile Hazine (kamu) arasında bir anlaşma sağlanması için uzlaştırma bürosuna gönderilebilir.
- İnfaz Hukuku:
- Suçun cezası iki aydan bir yıla kadar hapistir.
- Cezanın hafifliği ve uzlaştırma kapsamında olması nedeniyle, bu suçtan dolayı bir kişinin fiilen hapis yatması son derece nadirdir. Suçun temel amacı, halk sağlığı tedbirlerine uyulmasını sağlamaktır.
- Uzlaşma sağlanamaz ve dava açılırsa, mahkemenin vereceği sonuçlar genellikle Adli Para Cezası, Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması (HAGB) veya Cezanın Ertelenmesi şeklinde olur.
Sonuç ve Genel Değerlendirme
TCK 195 Karantina İhlali suçu, bireysel özgürlüklerin, toplumun genel sağlık menfaati karşısında nerede durması gerektiğine dair önemli bir hukuki çerçeve çizer. COVID-19 pandemisi, bu maddenin sadece kâğıt üzerinde kalmadığını, salgın gibi olağanüstü durumlarda devletin kamu sağlığını korumak için ne kadar etkili bir hukuki araca sahip olduğunu göstermiştir. Karantina, bir ceza değil, hem kişinin kendi sağlığını hem de toplumun sağlığını korumaya yönelik bilimsel ve yasal bir tedbirdir.
Bursa'da ikamet eden bir vatandaş olarak, yetkili makamlarca (Valilik, Kaymakamlık vb.) alınan halk sağlığı kararlarına uymak, hem ahlaki bir sorumluluk hem de yasal bir zorunluluktur. Bu tür bir kararı ihlal etmeniz durumunda, hem idari para cezalarıyla hem de bir ceza davasıyla karşı karşıya kalabilirsiniz. Böyle bir soruşturmaya maruz kalmanız halinde, uzlaştırma süreci ve diğer yasal haklarınız konusunda bir avukattan hukuki destek almanız, süreci en doğru şekilde yönetmenize yardımcı olacaktır.
Popüler Yazılar

İŞ KANUNUN AMAÇ VE KAPSAMI
