K E S K İ N H U K U K

Keskin Hukuk Bürosu

Ceza Hukuku

Yabancı Devlet Aleyhine Asker Toplama Suçu (TCK m. 306) | Detaylı İnceleme, Cezaları ve Yargıtay Yaklaşımı

18 August 2025
Av. Ahmet Keskin

TCK 306 Yabancı Devlet Aleyhine Asker Toplama Suçu ve Cezası: Uluslararası İlişkiler ve Ulusal Güvenlik | Bursa Ceza Avukatı

(Giriş)

Bir devletin dış politikası ve uluslararası ilişkileri, son derece hassas dengeler üzerine kuruludur. Ülkenin barışını, güvenliğini ve uluslararası alandaki saygınlığını korumak, devletin en temel ve münhasır yetkilerindendir. Bu yetki alanı dışında, herhangi bir birey veya grubun, Türkiye Cumhuriyeti adına hareket ediyormuş izlenimi vererek veya Türkiye topraklarını kullanarak, başka bir devlete karşı askeri nitelikte eylemler organize etmesi, ülkeyi tehlikeli bir savaşın eşiğine getirebilecek veya ciddi diplomatik krizlere yol açabilecek son derece sorumsuz bir davranıştır. Bu tür "kontrolsüz" ve "yetkisiz" eylemleri engellemek amacıyla Türk Ceza Kanunu, "Anayasal Düzene ve Bu Düzenin İşleyişine Karşı Suçlar" bölümünde, 306. maddede "Yabancı Devlet Aleyhine Asker Toplama" suçunu özel bir başlık altında düzenlemiştir.

Bu makalede, TCK 306'da düzenlenen bu nadir ancak sonuçları itibarıyla çok ağır olabilen suçu, suçu oluşturan "asker toplama" ve "diğer hasmane hareketler" eylemlerini, eylemin sonuçlarına göre değişen katmanlı ceza yapısını, soruşturma için gereken özel "Adalet Bakanı izni" şartını ve en önemlisi, işgal altındaki topraklarda meşru direnişi koruyan istisna hükmünü detaylıca inceleyeceğiz. Türkiye'nin en önemli stratejik, sanayi ve lojistik merkezlerinden biri olan Bursa, uluslararası ilişkilere duyarlı bir şehirdir. Bu nedenle, Bursa'nın 17 ilçesindeki tüm vatandaşların, bireysel eylemlerin ülkeyi ne tür uluslararası risklerle karşı karşıya bırakabileceğini ve bu risklerin ceza hukukundaki karşılığını bilmesi, bir yurttaşlık bilinci gereğidir.

 

BÖLÜM 1: YABANCI DEVLET ALEYHİNE ASKER TOPLAMA SUÇU NEDİR? (TCK m. 306)

Bu suç, failin eyleminin yarattığı tehlikenin derecesine göre farklı fıkralarda ve ceza aralıklarında düzenlenmiştir.

a) Suçun Tanımı ve Korunan Hukuki Değer

Bu suç, bir kişinin, Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin yetkisi olmaksızın, yabancı bir devlete karşı asker toplaması veya başka düşmanca hareketlerde bulunarak Türkiye'yi bir savaş tehlikesi veya diplomatik krizle karşı karşıya bırakmasıdır. Bu suçla korunan hukuki değer, Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin dış barışı, güvenliği ve uluslararası ilişkilerinin devletin tekeli altında yürütülmesi ilkesidir.

b) Suçun Farklı Halleri ve Cezaları

  1. Savaş Tehlikesi Yaratma (m. 306/1):
    • Fiil: Bu, suçun en ağır halidir. Failin, yetkisiz bir şekilde, yabancı bir devlete karşı asker toplaması veya diğer hasmane hareketlerde (düşmanca eylemlerde) bulunarak, Türkiye Devleti'ni bir savaş tehlikesi ile karşı karşıya bırakmasıdır.
    • Ceza: 5 yıldan 12 yıla kadar hapis.
  2. Savaşın Fiilen Çıkması (Nitelikli Hal) (m. 306/2):
    • Fiil: Eğer yukarıdaki eylem sonucunda, Türkiye Devleti ile diğer devlet arasında fiilen bir savaş meydana gelirse, suçun neticesi ağırlaşmış sayılır.
    • Ceza: Müebbet hapis.
  3. Siyasi İlişkileri Bozma veya Misilleme Tehlikesi Yaratma (Hafif Hal) (m. 306/3):
    • Fiil: Failin eylemi, doğrudan bir savaş tehlikesi yaratmasa da, yabancı devletle olan siyasi ilişkileri bozacak veya Türkiye Devleti'ni ya da Türk vatandaşlarını bir misilleme (karşı eylem) tehlikesi ile karşı karşıya bırakacak nitelikte ise, daha hafif olan bu fıkra uygulanır.
    • Örnek: Bir komşu ülkenin konsolosluğuna yönelik sürekli provokatif eylemler düzenlemek.
    • Ceza: 2 yıldan 8 yıla kadar hapis.
  4. Siyasi İlişkinin Kesilmesi veya Misillemenin Gerçekleşmesi (Nitelikli Hal) (m. 306/4):
    • Fiil: Eğer yukarıdaki (3. fıkradaki) eylem sonucunda, iki ülke arasındaki siyasi ilişki fiilen kesilir veya diğer devlet tarafından bir misilleme yapılırsa (Türk vatandaşlarına vize yasağı getirilmesi, Türk mallarına ambargo konulması gibi), suçun neticesi ağırlaşmış sayılır.
    • Ceza: 3 yıldan 10 yıla kadar hapis.

 

BÖLÜM 2: SUÇUN ÖZEL HÜKÜMLERİ: İZİN ŞARTI VE MEŞRU MÜDAFAA

a) Özel Kovuşturma Şartı: Adalet Bakanı'nın İzni (m. 306/5)

"(5) Bu maddede yer alan suçun kovuşturulması Adalet Bakanının iznine bağlıdır." Bu, suçun yargılama sürecindeki en önemli kuraldır.

  • Kural: Bu suçtan dolayı bir kişiye dava açılabilmesi (kovuşturma yapılması), mutlak surette Adalet Bakanı'nın iznine bağlıdır.
  • Amaç: Bu hüküm, bireylerin eylemlerinin uluslararası bir krize dönüşmesini önlemek, devletin dış politikasının hassasiyetini ve yetkisini korumak için getirilmiş bir "güvenlik filtresi" görevi görür. Adalet Bakanlığı, eylemin niteliğini ve ülkenin uluslararası menfaatlerini değerlendirerek dava açılıp açılmamasına karar verir.

b) Hukuka Uygunluk Nedeni: Meşru Müdafaa ve Direniş Hakkı (m. 306/6)

"(6) Bu madde hükümleri, fiili savaş halinde ülke topraklarının tamamını veya bir kısmını işgal eden yabancı devlet kuvvetlerine karşı meşru müdafaa amaçlı direniş hareketleri hakkında uygulanmaz." Bu, suçun en önemli istisnasıdır.

  • Kural: Eğer ülke toprakları fiili bir işgal altındaysa, bu işgalci güçlere karşı meşru müdafaa amacıyla örgütlenen direniş hareketleri (asker toplama, silahlanma vb.) bu suçu oluşturmaz. Bu, vatan savunmasının bir hak ve görev olduğu ilkesinin bir yansımasıdır.

 

BÖLÜM 3: YARGITAY UYGULAMASI VE ÖNEMLİ NOKTALAR

  • Kast Unsuru: Bu suçun oluşması için failin, eyleminin Türkiye Devleti'ni bir savaş veya misilleme tehlikesiyle karşı karşıya bırakabileceğini bilmesi ve bu sonucu en azından öngörerek (olası kastla) hareket etmesi gerekir.
  • "Yetkisiz Olarak" Unsuru: Suçun oluşması için, asker toplama veya hasmane hareketin, Türkiye Devleti'nin Anayasal yetkili organlarının (TBMM, Cumhurbaşkanlığı) kararı ve izni olmaksızın yapılması şarttır. Devletin kendi ordusunun yaptığı operasyonlar bu kapsamda değildir.

 

BÖLÜM 4: SORUŞTURMA USULÜ VE İNFAZ HUKUKU

  • Şikâyet ve Uzlaştırma: TCK 306'da düzenlenen suç, doğrudan devletin dış güvenliğini ve barışını hedef aldığı için;
    • Şikâyete tabi değildir.
    • Uzlaştırma kapsamında değildir.
  • İnfaz Hukuku:
    • Suç için öngörülen hapis cezaları, en hafif halinde dahi (2-8 yıl) son derece ciddidir.
    • Bu suçtan mahkûmiyet halinde Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması (HAGB) veya Cezanın Ertelenmesi kararları verilmesi, sadece en hafif halde ve alt sınırdan ceza verilmesi gibi çok istisnai durumlar dışında mümkün değildir.
    • Mahkûmiyet, failin mutlaka uzun süreli bir hapis cezası alması ve bu cezanın infaz rejimine (genellikle terör ve devlete karşı suçlar için uygulanan 3/4 oranı) göre önemli bir kısmını cezaevinde geçirmesi anlamına gelir.

Sonuç ve Genel Değerlendirme

TCK 306, "Yurtta sulh, cihanda sulh" ilkesinin ceza hukukundaki bir güvencesidir. Bu madde, Türkiye Cumhuriyeti'nin dış ilişkilerini ve savaş kararını kendi egemen iradesiyle belirleyeceğini, hiçbir birey veya grubun bu yetkiyi gasp ederek ülkeyi maceraya sürükleyemeyeceğini net bir şekilde ortaya koyar. Diğer yandan, vatanın işgali durumunda meşru direniş hakkını koruma altına alarak, kanunun milli vicdanla uyumlu olduğunu da gösterir.

Bursa'da yaşayan bir vatandaş olarak, ülkenin dış politikasını ve uluslararası ilişkilerini eleştirmek en temel hakkınızdır. Ancak bu eleştirinin, başka bir devlete karşı fiili bir eyleme veya kışkırtmaya dönüşmesi, sizi sonuçları müebbet hapse kadar varabilen, son derece ağır bir suçun faili yapabilir. Bu suçla itham edilmek, bir kişinin karşılaşabileceği en ciddi "vatan hainliği" ile bağlantılı suçlamalardan biridir. Davanın uluslararası ilişkileri, milli güvenliği ve siyasi hassasiyetleri ilgilendiren karmaşık yapısı nedeniyle, böyle bir soruşturmanın tarafı olan bir kişinin, sürecin en başından itibaren bu alanda en üst düzeyde tecrübeye sahip bir ceza avukatından hukuki destek alması mutlak bir zorunluluktur.